Eduardo Galeano
..............................................................................
Not:Bir önceki yazımda Engin Noyan hakkında su-i zan ettiğim hüsn-ü zan etmediğim düşünülmesin.Amacım hiç kimseyi suçlamak yada hakkında yanlış bilgiler vermekte değil.Sadece olan olaydan bahsetmek ve sizlere fikir vermek istedim.Bende biliyorum şu an itibarıyla nasıl bir hayat yaşadığını Engin Noyan'ın ve bende görmüyorum hal ve hareketlerinde bir tuhaflık.İnşallah içi de dışı gibidir.Ancak Mehmet Şevket Eygi gibi birisinin onun hakkında bu şekilde yazması beni düşündürttü ve okuduğum kitabıyla birlikte bunun mümkün olabileceğini düşündüm.Malum sabetaycılık.Eygi'nin istediği bazı şeylerin açıkça söylenmesiydi.Tabi son bir kaç senedir takip edemedim ancak Eygi'nin kendisiyle konuşmaya gittiğim gün Engin Noyan Eygi'ye kitabını imzalayıp verme nezaketini gösterdi.Eygi teravihte olduğu için konuşamadılar.Daha sonraki günlerde olay nasıl bir boyut kazandı ve Eygi'nin E.Noyan hakkında şu andaki düşünceleri nedir bilmiyorum.Sadece sizi böyle bir şeyden haberdar etmek istedim.Bahsettiğim kitabı okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Okuyalım, okuyalım, okuyalım...
11 yorum:
kimsenin kalbi hayatini sorgulamak bizlere dusmedi kanattindeyim, sonucta bir Yaratici var, ve herkes ona hesap vermekle yukumlu, okuyalim tavsiyesi guzel bir tavsiye, yalniz insan okurken kuru kuru degilde, muhakeme ederek, izan la okumali diye dusunuyorum siz ne dersiniz?
Okumak en büyük zenginlik tabii.
Siz de fikrinizi güzel açıklamışsınız bu konuda.
Ben sadece Peygamberimiz zamanında kafir olup da,silahlı müslümanların karşısında kalınca kelime-i şehadet getirerek müslüman olduğu halde yine de "korkudan böyle söyledi " deyip boynunu vuranlara Peygamberimiz'in bir müddet yüzünü dönüp bakmadığını ve "içini açıp baktınız mı kalbine "dediğini hatırlatmakta fayda görüyorum.
Arzu seni anlıyorum sevdiğin bir kişiye böyle birşeyi konduramıyorsun.Ama galiba gerçekler acıdır.Kaldıki şu an itibarıyla E.Noyan'ın haşa küfür hayatı yaşadığını da söylemedim.Sadece senin bildiğin gibi bildiğimiz bir insanın hakkında Eygi bir açıklama yapıyorsa bu tarz ve ortada sabetaycılık diye bir konu da varsa üstelik, insan üzülerek,muhakeme ederek,düşünerek olayın mümküniyetine inanıyor.
Yazdıklarımdan ve sizlere düşündürttüklerimden kuru kuru muhakeme etmeden okuduğum anlamı mı çıkıyor?Kırıcı olmayalım lütfen.Bir kitabı okurken üstünde düşünmekten günlerce bitiremediğimi bilirim.Ben sizlere kitapları kuru kuru muhakeme etmeden okuyun mu diyorum?
Hakketen kırıldım şimdi.
Ayrıca eğer bir insan islam hakkında din hakkında kitaplar yazıyorsa onun kalbinin temizliğini araştırmamız en doğal hakkımız.Yoksa eğer içi dışı gibi değilse Yaşar Nuri gibi bizi küfre sürükleyebilir.Heleki adam şüpheli bir kökenden müslümanlara acı yaşatmak ,onları karalamak ve aşağılamak isteyen bir kökenden geliyor.Durup düşünmeyecek miyiz?Aslını astarını araştırmayacak mıyız olayın.İşte gerçek muhakeme gücü eksikliği bence budur.Körü körüne bağlanmak.Bana derken aynı hataya sen düşüyorsun.sen farklı kaynakları araştırıp okuyup muhakemede bulundun mu?İşin doğrusu nedir araştırdın mı ki böylesine körü körüne savunmaya geçiyorsun ve bana karşı kırıcı oluyorsun?Üstelik ben hala daha o insan bu hayat üzere yaşıyor dememişken.Bloga yazdığım yazıları üstün körü, düşünmeden, yazmış olmak için yazmıyorum ben.Malum internet ortamı,herkes okuyor.Uslubuma ve anlattıklarıma çok dikkat ediyorum.Hakkımda su-i zan yapılmasın.
Cenk bey, bahsettiğim şahsın kalbini bilmediğimi ifade etmiştim.Bizde zaten kalbini aç diyoruz o şahsa.Boynunu vurmaya kalkmıyoruz.
Yazılarım dikkatli okunursa kalbinin temizliğine doğru bir yaklaşım gördüğümü ,yani mesela kitabını imzalayıp Eygi'ye verdiğini gördüm E.Noyan'ın.Neden beni karalamaya çalışıyorsunuz anlamıyorum
Beni yanlış anlamak için mi uğraşıyorsunuz?...
Okuğumuz kişinin eserinin bize fikir ve ufuk kazandırması önemlidir tabiki.Zaten kitap bu yüzden okunur.Eygi'nin kitapları ve yazıları bana fikir ve ufuk kazandırdığı için benim için önemli zaten ve az çok kitapları gösteriyor bize nasıl bir kişiliği var.
Aynı şekilde Engin Noyan'ın kitaplarındanda istifade ettim.Çoğunu okudum.
Ne yazıkki her insan kim olduğunu ve kendini ne kadar tanıdığını bilmiyor.Konu hakkında malumat vereyim istedim.Ve hatta ufkumuzu genişletmek.Ayrıca bu sadece müslümanların kitabını okurum ben diye de anlaşılmasın.Öyle birşeyi asla yapmam.Burda vurgulamak istediğim kişi eğer sabetaycıysa aslında bir müslüman gibi İslam diniyle ilgili kitaplar yazmasının sakıncalı olduğu.Buraya bıraktığım diğer yorumlarıda okuyunki hakkımda yanlış düşüncelere kapılmayın.
...
Kimsenin şahsını hedef almıyorum ben yorumlarımda.Öyle düşünülmesini arzu etmem.Yapmak istediğim,sadece yazılar üzerinde yorumlarda bulunmak.
Yanlış anlaşılmak istemem,ayrıyeten sizin müdakkik bir okuyucu olduğunuzu da düşünüyorum.
Teşekkür ederim.Öyleyse beni başlangıç itibariyle yanlış anladınız.Şimdi yeterince anlaşabildik mi?
Sehnazcim, benim Engin Noyan hakkinda yazdiklarim, kendisine karsi bi muhabbet beslememden kaynaklanmiyor, eger soyu itibariyle supheli bakmak lazimdi diyorsan, tarihte cok insanlar vardir islama hizmet etmis guzel eserler vermis vede birakmis, ozaman o insanlarida, himmm sen soyle soyle devsirmesin, sen mimarlik yapma, sen tipla ugrasma mami denilseydi kendilerine ve suan verdikleri guzel eserleri gormesemiydik!!Selamllar,
PS:buarada kirici olmak istemezdim, yalniz bazen cok radikal davranabildigimizi vurgulamak istedim...
Soyu itibariyle şüpheli davranmıyorum,sadece o soyu yani yahudiliği devam ettirme olasılığı olduğu için şüpheliydim.Yoksa bahsettiğin tarzda bir anlayışa hiç bi zaman sahip olmadım.Onların içinde (sabetaycıların) öyleleri var ki müslümanım deyip kilise yaptırıyorlar yada gerçek isimlerini gizleyip takma adlar alıyorlar.Yada sabetaycı olduğu halde şeyh olabiliyorlar.Bunun örnekleri çok fazla.İşte o yüzden şüpheliyim.Kendisi hakkında yazılanları Eygi'den dinleyince şüpheli yaklaşmaya başladım.Ama fırsatım olursa gene sorucam Eygi'ye şu an itibarıyla E.Noyan hakkındaki düşüncelerini.
Yanlış anlaşılmayalım...
Bütün Sebataycıları aynı kefeye koymamak da lazım şüphesiz; bu memleket için alın teri dökenleri de var. Kendimize diş gösterecek düşman aramayalım, derim...
***
Ayrıca böyle bir konudan bizleri haber etmesine istinaden Şehnaz'a teşekkür ediyorum.
....beni herkes yanlış anlayabilir :)
Akıl Oyunları,
Kâzım Mızrak
Bu memleket için alın teri dökenleri var mıdır gerçekten?Yada bu memlekette istedikleri gibi at oynatmak için mi alın teri döküyorlar?
Sözüm kalbi temiz,insancıl insanlara değil...
Düşman aranmaz,düşman gelir...
Yorum Gönder