14 Şubat 2006

Tac Mahal

Mustafa Miyasoğlu'na Tac Mahal ve Şah Cihan hakkındaki düşüncelerini sormuştum. O da VAKİT gazetesindeki köşe yazısında sitemden de bahsederek bana bir cevap yazdı.

.....................................................................................
Mustafa Miyasoğlu

Yüreğimde Sızım Gözümde Yaşım Tarih : 13.02.2006

İnternetle aram hoş değil, çünkü pek çok şey bir sanal atmosferde görünüyor. Mektup ve sohbet sanki o yüzden bitti. Fakat çeşitli sebeplerle ilgilenmek zorunda kalıyoruz maalesef.
Peygamberimiz'le ilgili iğrenç karikatürler de internet üstünden kıtalar arası yaygınlaştı. O yüzden belki 25 yıl önce Mescid-i Haram baskınından sonra görüldüğü gibi İslâm dünyası bir kere daha İslâm Konferansı Örgütü etrafında daha etkin faaliyetler için toplanacak, belki de ABD ve AB ülkelerinin üzerimizdeki baskısı biraz daha azalacak… “Olanda hayır var!”
Bugünlerdeki halimizi anlatan bir başlıkla, “Yüreğimde Sızım Gözümde Yaşım” diyen bir genç hanımın, beğendiği ve üzerinde durduğu kitaplarla ilgili yazmış olduğu yazılar arasında, Zügüdar adlı kitabımla ilgili bir yazısını okudum. Bu güzel yazı şöyle başlıyordu:
“Hint tutkunu olan ben bu kitabı, üzerindeki resim dolayısıyla görür görmez almaya karar verdim: Ne varsa Doğu'da var... Her türlü gizem, ihtişam, sefalet, acı, zıtlık, vs... Ve ben İngiliz sömürgesine rağmen kendi kimliklerini yitirmeyen bu millete hayranım ve hayretle bakıyorum. Giysilerinden tutun müziğine, hayatı algılayışlarından nasıl tuhaf bir şekilde dejenere olduklarına... Örneğin tv.den dinlemiştim. Bazı Hintlilerin mezar başında yaptıkları ayini anlatıyordu. Tam hatırlamıyorum şimdi ayrıntıları ama, onların ayin sırasında yaptıkları birtakım ritüeller aslında İslâm'dan gelen bir ibadet şeklinin bozulmuş, yozlaştırılmış ve başka bir din haline dönüşmüş haliymiş. Ve ben çok hayret etmiştim bu duruma.”
Bu genç hanım,iki yıl önce okuduğu bu kitabın Irak Pakistan ve Hindistan bölgesine seyahat izlenimlerini anlattığını belirttikten sonra, kitaptaki Zügüdar adının nereden geldiğini ve polyglot üzerinde nasıl durulduğunu izah ediyor. Daha sonra da ilginç bir pasaj naklediyor.
Ben Agra’da Şah Cihan’ın yaptırdığı Tac Mahal’i görmeye giderken Zügüdar Mehmet şöyle demişti: "Git de gör milletimizin ne rezaletler yaptığını... Tac Mahal'i ve yolda göreceğin sarayları kastediyorum. Onları yaptırabilmek için bütün dünyayı unutmuş, halkın ihtiyaçlarını bir yana bırakmış ve ölen karısı için adam yirmi senede yirmibin kişi çalıştırarak Tac Mahal'i yaptırmış. Bir sürü de başka büyüklü küçüklü saray..."
Bu sözler benim gibi genç okuyucumun da duygularını altüst eder ve şöyle der:
“Tac Mahal gerçekten Babürilerin yıkımına sebep olduysa, İngiliz sömürgesine zemin hazırladıysa Zügüdar Mehmet'in sözlerine hak verdim. (...) İnşallah, Şah Cihan Kur'an-ı Kerim’de ‘Onlar, O'nu bırakıp da (birtakım) dişilere taparlar. Onlar o her türlü hayırla ilişkisi kesilmiş şeytandan başkasına tapmazlar’ (Nisa Sûresi, 117) geçen bu ayetteki gibi Allah'ı bırakmamıştır.” Daha sonra, kitabın yazarı olarak benim şöyle bir soruya cevap vermemi ister:
“Şah Cihan gerçekten hata mı yaptı? Aşk için devlet yönetimini bırakıp kendini bu mabedin yapımına mı verdi? Acaba Ekber Şah'ın Din-i ilahi adında din uydurması (...) gibi birtakım dişilere tapanlar şeklinde sapkınlığa düşmesine sebep olmuş mudur?”
Burada, ayette belirtilen dişilere tapma hususunun ille de kadınlarla ilgili olmadığını, Lat, Uzza ve Menat gibi putların da dişi olarak vasıflandırıldığını ifade edelim. Öte yandan, Şah Cihan’ın iç dünyası hakkında kesin bir şey söylenemez. Çünkü hüküm zahire göre verilir.
Ayrıca, bir konuda hükme varırken ölçüyü kaçırmamak ve Şah Cihan’ı Ekber Şah gibi düşünmemek gerekir. Fakat Şah Cihan, Bâbürilerin batılı emperyalistlere karşı mücadele zorunluluğunu yeterince kavrayamadığı için oğlu tarafından tahttan alınır, odasına hapsedilir.
....................................................................................

Miyasoğlu'na teşekkürlerimi iletiyorum verdiği cevap için.Şah Cihan, Ekber Şah gibi olmasada galiba zahir onun için pek olumlu değil.Yani Taç Mahali yapmakla uğraştığı kadar devlet yönetimiyle de uğraşsaydı keşke .Keşke Bâbürilerin batılı emperyalistlere karşı mücadele zorunluluğunu yeterince kavrayabilseydi.Ama genede iç dünyasını bilemiyoruz.İnşallah korktuğumuz gibi değildir:)

Ama inşallah günün birinde bende Hindistan'a gidip Tac Mahali ve oraları mutlaka ziyaret edeceğim.Ve Zügüdar kitabını da yanımda götürüp kendime rehber yapacağım.

2 yorum:

saziye dedi ki...

Sevgili Şehnaz, siteme bıraktığın kelebeği izledim, beni buralara getirdi:) Kitapların dünyasına pencereler açan, ilgi çekici bir sayfan var. Gönlüne sağlık.

life dedi ki...

Şaziye hanım kelebeğimi izlediğiniz için teşekkür ederim.Her zaman beklerim.

Sevgiyle...