25 Şubat 2006

Refia Sultan


Sultan Abdülmecid in kızı, Sultan Abdülaziz’ in yeğeni, V. Murat ve Sultan Abdülhamit’in kız kardeşi...
İhtişamın ve iflasın, hüzün ve saadetin, yas ve cülusun iç içe yaşandığı bir hikaye.
Saltanat kayıkları... saltanat arabaları... Borç ödemek, ihsan etmek için darphaneye gönderilip sikke kestirilen sultan mutfağının altın, gümüş tabakları.
Tanzimatla batılı rüzgarların estiği bir payitaht. Kırım savaşı... Payitahta İngiliz, Fransız askerleri.
Lambalı Kadının kızları.Sultan Aziz’in, Sultan Murat’a hayır getirmeyen tahtı.Şeyh Galib’e ve Beyhan Sultana ait sararmış, şirazesi dağılmış bir defter...
Saray fotoğrafçısı Vasilaki Kargopulo’nun objektifinden sultanlar zamanında; sultanların, kölelerin, dervişlerin, dilencilerin, satıcıların birbiriyle kesişen öyküleri.
Ve erguvani bir İstanbul.

(Ayşe Kara'nın Refia Sultan'ın mektuplarından derleyerek hazırladığı bu kitap başta Refia Sultan'ın hayatı olmak üzere dönemin Osmanlısına ışık tutuyor.Okuyun derim.)

5 yorum:

Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Merhaba Şehnaz,

Okuyunuz kelimesinde "z" yerine "n" kullanmışsın, bak en sonda :-/

life dedi ki...

Merhaba Kazım,

Sağolasın, değiştirdim doğrusuyla...

Bâd-ı Sabâ dedi ki...

...hımmm :-/

"okuyun" olmuş

:o)

.

life dedi ki...

Çünkü doğrusu okuyun olacak...

Bâd-ı Sabâ dedi ki...

:-/

ben genelde okuyunuz, gidiniz, geliniz şeklinde ifadeler kullanırım, ama gerçekten de doğru mu yanlış mı bilmiyorum.

böyle bir kullanım yok mu şimdi dilimizde?

yani okuyun, gelin, gidin mi demeliyiz?!

eğer öyleyse benim kullandığım ifadeler argo oluyor bir bakıma...