09 Mayıs 2006

Vitray Kırkyama Masaörtüsü ve Dil Sorunu



Şehir dışında olduğum için nete girme fırsatı pek bulamıyorum.Ancak kuzenlerimin(bu kelimeyi de hiç sevmiyorum!) evlerine gittiğim zaman bilgisayara girme fırsatım oluyor.1-1,5 hafta sonra eve döneceğim.O zamana kadar da sık sık nete girme fırsatım olmayacak.Benim için iyi de olacak.Çünkü bu esnada bilgisayara bağımlı yaşamaya ara verip, zamanımı pc başında harcamayıp fiziksel ve manevi zararlarından bi süreliğine uzak duracağım.Ama malesef kendimi frenleyemiyorum.Çünkü her bulduğum yerde hemen pcye yapışıyorum:(

Gelgelelim yukarıda ki resme.Bu benim gittiğim mefruşat kursunda yapmış olduğum vitray kırkyama çalışması.Kalıpların bazılarında nette bulduğum cama yapılan vitray örneklerini kullandım, bazılarında kendi ellerimle çizdiklerimi kullandım,mesela küpe çiçeğini.Yani bağlı kaldığım herhangi sabit bir kalıp yok.Aslında masaörtüsü yerine yatakörtüsü yapmak isterdim bu çalışmayı.Ama her bir kareyi bir günde bitirebildiğimden üzerinde daha fazla zaman kaybetmeyip başka bir elişine başlayabilmek için hemen bitirip sonucu görmek istedim.Artık günün birinde fırsat bulursam her kareyi farklı bir çiçek yaparak yatak örtüsüne çeviririm.Bu arada Ortada da ki çizgileri sökeceğim.

Kırkyama yada zamanımızın moda tabiriyle PATCHWORK tamamen bizim kültürümüze ait bir elişi çalışması.Ama malesef bu sanat dalımızı yeterince koruyamıyoruz ki batılılar bunuda sahiplenmişler, geliştirmişler.Ve ne yazık ki bizede kendi kültürümüzün bir parçası olan bu el sanatımızın sanki bize ait değilmiş gibi reklamı yapılmakta.Üstelik onların kullandıkları isimle.Peki biz niye buna göz yumup sesizimi çıkarmıyoruz?Neden değerlerimizin kıymetini bilmiyoruz,neden lalemizin ününü başka milletlere kaptırdığımız gibi kendimize ait sanatımızı geliştirip korumuyoruz, neden orda burda patchwork deniliyor?Sadece bu kelimede değil başka kelimelerde de kendi dilimizden utanır gibi batı menşeli kelimeler kullanıyoruz. Örneğin iğne oyası yerine brezilya nakışı, yukarıda bahsettiğim gibi yeğen yerine fransızca kökenli kuzen kelimesini kullanmamız gibi.Örnekleri artırmamız hiç zor değil:(Bu konu da yani harf inkılabı gibi dilde sadeleştirmeye gidilmesi beni üzen yüreğimde sızım, gözümde yaşım dediğim konulardan biridir.

İnşallah yeni nesiller(eskilerden umudumu yitirdim) kendi kültürünün değerini çok iyi bilir, anlar ve o mihval üzere yaşarlar, bizi aslımızdan uzaklaştıracak eylemlerde bulunmayıp değerlerimizi, örf ve anenelerimizi bilinçli bir şekilde korurlar.

18 yorum:

Adsız dedi ki...

Nice blog Mashallah
please take a look at mine and link it up here, jazakallah

tahin dedi ki...

Kirkyama'ya Patchwork deniyor cunku "avrupai" ismi ile anilinca daha bir havali oluyor! Hem ne o oyle, koylulerin yaptigi isleri mi yapacak bizim soyetik hanimlarimiz! Iyy.. Sekerim ben Avrupa modeli bir is yapiyorum, pek bir guzel, pek bir havali..

Yeni nesillerden de bir sey umma derim... Eskiler ne ki; onlarin yetistirdikleri ne olsun! Ilkokul 2. sinifa giden kizinin erkek arkadasini ve nasil opustuklerini anlatan bir annenin cocuklarindan ne beklersin ki!!

cenkunal dedi ki...

Kuzen lafını ben de pek sevmem.
:-)

life dedi ki...

n.e.y,Cenk Ünal,Tahin bilmukabele;)

Tahin bir umuttur insanı yaşatan...

İnsan neden kendi kültürünü bu denli aşağılar ki...

Ahmad thanks a lot.I will wisit yours and I hope I will link it up here.

Hayâl dedi ki...

Evet bu dil konusu gerçekten benim için de yüreğimde sızım gözümde yaşım... Bir yerde otobüse "oturgaçlı götürgeç" dendiğini okuyunca gülsem mi ağlasam mı bilememiştim...Söz de bu kelime de türkçeleştirilmiş. :s

life dedi ki...

:(:)

Sen otobüs örneğini verince aklıma zeytininki geldi.Çatal batmaz kaydırgaç;)

Bilemiyorum artık dili bozmaya, anlamsızlaştırmaya mı çalışıyorlar.Ben fırsat buldukça elimden geldiğince dili sadeleştirmek için atılan kelimeleri kullanmaya çalışacağım.Zaten kullanmasam derdini anlatamam,düşüncelerimi ifade edemem.Eski zamanlarda yaşamak varmış:(

Ebrûlî dedi ki...

Merhaba Şehnaz;
Vitrayı cam üzerine yapılan boyama olarak biliyordum?

life dedi ki...

Merhaba,

Vitray zaten cama uygulanır ama ben cam yerine kumaş kullanarak masaörtüsü yaptım.Kırkyamada vitray tekniğini uyguladım.

Suat Saygın dedi ki...

Kuzen kelimesi Anadolu insanına uzaktır bence. Bizi bozar yani:)
Türkçemizi o kadar bozmaya çalışıyoruz ki, artık ilerde elimizde kırık dökük bir şey kalacak herhalde.. Ankara'da Migros'un adı AnkaraMall oldu. Niye başka bir isim olmaz anlamam?

Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Suat

- Finansman ile alakalı bir konu olsa gerek :-/

(Microseft, Renault, McDonalt's, Shell, Nestle, Mercedes, Vıdı Vıdı Vıdı...)

***

.:.: Linkler :.:.

# Türkçe'nin Yazılışı, Okunuşu-Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu

# ANKAMALL Ne Demek?

life dedi ki...

Yabancı adla daha havalı oluyor sanırım:pp

Türkçe'nin Türkçeliği kalmadı artık.Zaten kırık dökük.İnsan günlük yaşamında bile derdini anlatamıyor.

Adsız dedi ki...

Misk-i Amber'i çok merak ettim çok yakında yazmışsınız ama daha ne zaman? yakında:)) çatlıyorum

Adsız dedi ki...

selam.
yaptığınız el işleri bir harika. kutlarım sizi. stres atıyor olmalısınız.

daha öncede sormuştum bu soruyu ama cevap yazmamış ve silmişsiniz.

HARUN YAHYA kimdir bana anlatabilirmisiniz? LÜTFEN

life dedi ki...

Sedef perşembeden sonra herhangi bir gün...

Anonymous daha önceki sorduğunuz soruyu silmedim ve uygun bir şekilde cevap yazdım, dikkatli bakınız...

Suat Saygın dedi ki...

Kazım
Haklısın, parayı veren düdüğü çalıyor. Ama içindeki mağazaların isimleri de içler acısı...
Eh ne yapalım artık.

life dedi ki...

Özhan Hanım teşekkür ederim.Beğenmenize sevindim.

Üzülerek söylüyorum ki beni yanlış anlamışsınız.Bahsetmek istediğim nokta kendi kelimelerimiz varken zevk olsun diye yada elit gözükme amacıyla,veyahut dili bozup anlamsızlaştırmak amacıyla kullanmamamız gerektiğidir.Özellikle yazılı ve görsel basında(tv,dergi,gazete vs.) reklamlarda patchwork şeklinde kullanılan söylem çok yanlıştır.Çünkü Türkiyenin geneline hitap ederler ve yabancı bir isimle tanıtım yapmak abestir bu durumda.Ancak sizinde bahsettiğiniz gibi uluslararası platformda yada Türkçe bilmeyenlerle yapılan konuşmalarda veya yazışmalarda (buna internet ortamı dahildir,çünkü tüm dünyaya hitap eder) kullanılmasında bir sakınca yoktur ve bu hallerde kullanılması uygundur.Veyahut şu an aklıma gelmeyen ama kullanılması mümkün olan durumlarda patchwork denebilir.Türkçe konuşuyorsak türkçe söylemeliyiz diye düşünüyorum.Bu yalnızca patchwork-kırkyama sözcüğü içinde değil dilimizdeki tüm kelimeler için de geçerli.Ailemden ve üniversite hayatımda dahil olmak üzere tüm eğitim hayatımdan öğrendiğim gibi dil bir milletin en önemli unsurudur.Ortak paydasıdır.Ve bir millet diliyle varolur.Dil milli bir kimliktir.Bunları en az benim kadar biliyorsunuzdur.O yüzden dilimize önem vermeliyiz.Ne diye yabancı kelimeleri sokalım ki dilimize.

Ben kırkyamanın kökeninin mısır olduğunu ve diğer adlarını bilmiyordum.Teşekkür ederim öğrenmiş oldum.Mısırdan da gelse yüzyıllardır kullanıldığı için türklerle özdeşleşmiş diyebiliriz.Ama nerden gelirse gelsin türkçede hangi kelimeye tekabül ediyorsa o şekilde kullanmak gerek.Yokluk sanatı olduğuna görede aslına bakarsanız nerden geldiğininde önemi yok.Çünkü kim olursa olsun kırkyama, patchwork nedir bilmeyen birisi bile yırtıklarını yamalama eğilimi göstericektir.

Tabiki sanatın dili,dini, mezhebi olmaz aksini ifade eden şeyler yazmadım zaten.Üretmek kişiye bağlıdır.Sanat ancak kişinin beyniyle gerçekleşir.İnsanlar ancak akıllarıyla üretebilirler.

Farklı milletlerin sanatlarını kullanabiliriz.Kendimize uyarlayadabiliriz.Bunda sakınca görmüyorum.Her millet birbirinden birşeyler öğrenebilir.Kiliselerde vitrayın kullanılmasıda bu bakımdan doğaldır.Sadece aslımızdan uzaklaşmayalım.Yani kendi kültürümüzü, geleneklerimizi, örf ve adetlerimizi iyi tanıyalım.Biz türkler sanat alanında zaten geliştirmişiz kendimizi.Sanat tarihimiz güzel ürünlerle dolu.Ne diye ihtiyaç duyalımki durduk yerde yabancı kelimeler kullanmaya yada kendi kültürümüzün parçası olan her türlü sanatı yok etme pahasına farklı bir milletinkini olduğu gibi almaya.Hintlileri bu bakımdan severim.Sokaklarda kadınlar yıllarca sömürülmelerine ve küreselleşmeye rağmen örneğin sari kıyafetler giyerler.Ve kendilerine ait her türlü ibadet şeklini de yaparlar.

Bence hiç bir zaman farklı milletlerin sanatını da kullansak aslımızdan uzaklaşmamalı ve de dilimize sahip çıkmalıyız.

Yanlış düşünüyorsam ispat ve ikna ederek uyarın lütfen...


Selamlar…

Adsız dedi ki...

vitray örtü çoook güzel.rica tesem nasıl yaptığınızı en kısa zamanda işlem basamakları olarak yayınlarmısın.lüütfen.

sevtap dedi ki...

kırkyama çok hoş bir örtü...
Kırkyama Kursu İsmek