14 Nisan 2006

Aliya İzzetbegoviç

Bilge Kral


Aliya İzzetbegoviç
Video sent by sehnaz
Videoyu aşağıdaki resimde gördüğünüz kitabın içinden çıkan cd lerdeki kayıtların en başından ve en sonundan bir parça birleştirerek kopyaladım.Ben içine sadece cd giriş sözleri ,onun hakkındaki düşüncelerden bir tanesi ve bir de şarkı/ezgi ekledim.Bosna'yı ikinci bir Endülüs yapmak için çırpınan Aliya İzzetbegoviç'in belgesel niteliğinde hazırlanmış hayatını anlatan bu cdleri izlerken gözyaşlarınıza engel olamayacak, ona karşı bir hayranlık besleyeceksiniz. Kesinlikle izlenmesi gereken bir belgesel ve kesinlikle okunması gereken bir kitap "Doğu ve Batı Arasında İslam".Muhtelif yazarların kitaplarında ,makalelerinde, dergilerde sık sık alıntı yaptığı kitaptan daha sonra ayrıca bahsedeceğim.Müslüman dünyası eminim onu hiç bir zaman unutmayacaktır.Ona Allah'tan rahmet diyorum.Mekanı cennet, ruhu şad olsun.Şimdilik sadece Aliya İzzetbegoviç hakkında kısaca bilgi vereyim.

Free Image Hosting at www.ImageShack.us

Kısaca Hayatı;

ALIJA ALI IZZETBEGOVIC, 1925 yılında Bosna´da dünyaya geldi. Ilköğretimini Sarajevo`da bitirdikten sonra 1944 yılında liseden mezun oldu. Hukuk, sanat ve bilim konularında eğitim gördü. Konferanslar vererek, yazılar yazarak hayatı boyunca Islami harekette aktif bir rol aldı. Kendisi gibi genç arkadaşlarıyla birlikte konusu tüm İslam dünyası olan tartışmalara, sohbetlere katıldı.Islami etkinliklerde bulunan `El-Hidaye` Teşkilatının gençlik kolları olan “Genç Müslümanlar Örgütü” içinde gösterdiği faaliyetler dolayısıyla 1949 yılında totaliter Yugoslav rejimi tarafından beş yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.Hapisten çıktıktan sonra tekrar Sarajevo Üniversitesi`ndeki çalışmalarına dönen Izzetbegoviç, ziraat konulu kariyer çalışmasını tamamladı. Daha sonra hukuk üzerine çalışmalar yaptı ve 1956`da master derecesini kazandı. 1963 yılında da avukatlık sınavını verdi.Yirmibeş yıl hukuk danışmanı olarak çalıştıktan sonra emekli oldu. Böylece bütün zamanını ve enerjisini felsefe ve Islami konularda araştırmalar yapmaya adadı. Yugoslavya'da yayınlanan çeşitli gazetelere ve İslam ülkelerindeki çeşitli yayınlara sürekli yazılar yazdı.Makalelerinden bazılarıları SArajevo'daki İslami okullarda ders kitabı olarak okutulacak şekilde derlendi.1970 yılındaünlü "İslam Bildirisi" ni kaleme aldı.Bildiri, yaşadıkları ülkelerde çoğunluğu teşkil eden müslümanlara bir çağrı niteliğindeydi.Tüm dünya müslümanlarına, uyanışın ve yeniden dirilişin öncüleri olma noktasında kendilerine düşen tarihi rolü tamamlamaları çağrısında bulunyordu.

Büyük yankılar uyandıran önemli eseri “Doğu ve Batı arasında Islam”ı 1980 yılında tamamladı. Eserin yayınlaşını müteakip 1983 Auğustosunda 12 müslüman aydınla birlikte tutuklandı. Sarajevo bölge mahkemesinde yargılandı ve 14 yıla hüküm giydi. 1989 yılında uluslararası baskılar nedeniyle yönetim tarafından af edilerek hapisden çıktı. Aynı yılın son baharında arkadaşları Muhammed Çengiç, Cemaluddin Latiç, Ömer Behmen`le birlikte “Stranka Demokratske Akcije – SDA” (Demoratik Hareket Partisi)ni kurdu. Başta müslümanlar olmak üzere cumhuriyetteki tüm etnik grupları kucaklayacak tarzda kurulan SDA kısa sürede 700 bin kayıtlı üyeye ulaştı. 1990 yılı haziran ayında yapılan ilk çok partili seçimlerde SDA birinci parti durumuna geldi. Hırvat ve Sırpların`da katılımıyla bir koalisyon hükümeti oluşturuldu. Ali Izzetbegoviç devlet başkanlığına getirildiğinde tam bir halk kahramanı haline gelmişti. Osmanlı devletinin bölgeden çekilmesinden sonra başlayan ve günümüze kadar süren katliyam, tehcir, baskı ve eziyet döneminden sonra müslümanların haklarını cesaretle savunması, halkın onu “Alija, Alija” çığlıklarıyla bağrına basmasına yetmişti.Halkın sevgilisi lider, aydınlar tarafından da "Bilge Kral" adıyla anılıyor.

29 Şubat - 1 Mart 1992`de yapılan “Yugoslavya`dan bağımsızlık” referandumunda halkın büyük çoğunluğu ayrılma yönünde oylarını kullanınca Nisan başından itibaren Bosna-Herseke barbar Sırp saldırısı başladı.

8 yorum:

ladybird dedi ki...

ALIJA ALI IZZETBEGOVIC'in hangi islam dusunce ve fikrine sahip oldugunu daha yakindan tanima firsati sagladigin icin Allah razi olsun ..

Doğu ve Batı arsında Islam kitabından bir alinti okumustum nette onu alinti yapiyorum..

.. Hz. Muhammed`in birçok hadisi şerifinde aşırıklar reddedilmektedir. Iki şeyden nefret ediyorum: Dindar cahil ve imansız alim. Hazreti Muhammed şüphesiz başka birçok şeyden de nefret ediyordu: Mesela, güçsüz müminler ve imansız güçlüler; ruhen temiz, fakat bedenen kirli olanlar; kudretsiz adalet ve adaletsiz iktidar... Zenginlik ve refaha karşı değildi, fakat fazilet zenginliğini kesin olarak talep ediyordu. Ne varki güçsüz, himayesiz, yalın fazilet pek ehemmiyet atfetmiyordu. Daha iyi hayat şartları için cehalet, hastalık, sefalet ve pisliğe karşı mücadeleyi ahlaki değerlerle beraber aynı sıraya koyuyordu. Çünkü müslümanların, namaz kıldıkları ve oruç tuttukları zaman mutlaka evliya olmaları şart değildir. Onlar bilakis alelade, hayatın zevklerine mütemayil insanlardır. Namaz ve oruç onları yukarıya doğru çekerse de onlar yine iliklerine kadar insandırlar. Yani fiili hayata iştirak edip tekrar tekrar ona dönerler. Insanlardan uzak ıssız yerlere çekilmez ve kendilerini ihmal etmezler ve Allah`ın helal kıldığı güzel ve iyi şeyler”den (Kur`an, 5/90) vazgeçmezler. Sadece içte hür olmak onlara kafi değildir (zira Allah`a inanan herkes içte hürdür); onlar fiziki bakımdan da hür olmak isterler ve köle olmayı kabul etmezler. Yeryüzündeki hayatın yegane hayat olmadığına inanırlar, fakat ondan sarfınazar etmek suretiyle onu kaybetmek de istemezler. Kur`an Arz`ın hakiki çocuklarına hitap etmektedir. Onlar ki, yeryüzünde huzur ve neşe içinde dolaşıp, zulmetmeden Allah`ın nimetlerini ararlar. (Kur`an).
Islam`ı böylece, hem fiziki hem manevi hayatı sürdürmek veya Kur`an`ın dediği gibi bu dünyadan nasibini unutmadan ebedi hayat için yaşamak şeklinde tanımlarken, diyebiliriz ki, bütün insanlar bilinçli veya bilinçsiz olarak olası birer müslümanlardır..

Bâd-ı Sabâ dedi ki...

....ikindi ezanı okunmakta şuan, yine içimde bir eziklik hissediyorum, abdestli vaziyette camide saf tutuanlardan değilim :(

Allah diyor, Ekberdir; görücez, görücez...

***

Ladybird'ün yazısını ilk okuduğumda dikkat kesildiğim bir ayrıntı vardı, bir ayrıntı gibi duruyor da değil aslında!

Ladybird "Mesela, güçsüz müminler..." şeklinde ifade içeren bir bölümü kaleme almış.

Burada bizden mi söz ediyor acaba dercesine üzerime alındım kastedilen kimseyi.

Güya bir müslümanım, lakin zayıf ve güçsüzüm ve hatta bu güçsüzlüğe karşı bir direnç göstermiyorum da :-(

***

"Gözleri yaşlı çocuk, gözyaşların boğazıma diziliyor damla damla; beni hıçrırık seslerinle uyandırıyorsun derin uykumdan.

Elimi uzatmama engel olman da niye, sana tatlı gelen bir ölüme mi özlem duyarsın; yoksa yaşama karşı kafi gelen bir usancın mı var?!

Bu bıkkınlığın, bu bezginliğin esir ediyor beni sana; gülümsemelerini bekler oldum kaldırım taşlarına meldin açan bir dilenci gibi, gidemiyorum ki gözüm arkamda kalıcak..."

Bu satırlar, Ladybird'e ithaf edilmiştir.

**

- Şimdi biz, nefret edilen mi olduk!? Ey peygamber, Allah'a yüzünü dönmekle bize yüz çeviren olmaktasın. Biz mi seni yanlış sevdik, sen mi bize kendini sevdiremedin; yoksa seni bize sevdirmeyi lutfenmeyene mi sitem etmeliyiz beraber?!

Susmalı Öfkeye,
Kâzım Mızrak

Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"meldin açan bir dilenci gibi" ifadesi,
"mendil açan bir dilenci gibi" şeklinde düzeltilmiştir.

life dedi ki...

Ladybird teşekkür ederim..Keşke o belgeseli olduğu gibi yayınlayabilseydim.

Kazım hala göremedin mi Allah'ın büyüklüğünü:)

Peygamber Allah'a yüzünü döner mi hiç?!Allah'la birebir irtibat halinde olacak ve yüzünü ona dönecek?!Biz sevmesini bilmiyoruz.Yeterince idrak edemiyoruz.Ne Allah'ı ne de peygamberi.

Zayıf ve güçsüz olmamak elimizde.Direnç göstermemiz şart.İşte örnek alınacak bir şahsiyet.ALİYA İZZETBEGOVİÇ.

Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Risaleinur

Yazımızda bir yanlışlık görmüyoruz, anlayana kâfidir!

.:.: Dip Not :.:.

Sizin Peygamberiniz , gariban müslümandan nefret ediyorsa orasını bilemem; benim Peygamberim nefret şurda dursun, güçsüz müslümana şefkati ile muamele eder.

***

- Şimdi biz, nefret edilen mi olduk!? (Hayır, Yok öyle bişey.))

- Ey peygamber, Allah'a yüzünü dönmekle bize yüz çeviren olmaktasın. (Peygamberin yüzü Allah ve sistemine bakar, lakin bu haliyle bize istikamet gösterir, işte esas tebliğ de budur. Yap demekle, yapma demekle tebligat olmaz; o ancak nefsidir ki, bilgisiyle böbürlenenlere mahsustur.)

- Biz mi seni yanlış sevdik, (Evet, mutlaka öyle olmuştur.)

- sen mi bize kendini sevdiremedin; (Estağfurullah, taktir Peygamberin olmasa gerek. Allah irade eder ki Peygamber sevilir.)

- yoksa seni bize sevdirmeyi lutfenmeyene mi sitem etmeliyiz beraber?! (Elhamdülillah, Allah onu bize sevdirmemeyi irade etmişte sevemeyiz tabi.)

***

Sevmek, hem dem olmaktır! Allah hem dem olunmak istenir, Allah öyle sevilir; gazabı korkulup kaçılası değildir, muhabbeti (mukabelesi) murat edilendir.

Estağfurullah.

Hem Dem: Can ciğer arkadaş, muhabbet edilen ile aynı istikamette yol almak.

***

Biz yazdıklarımızla ders almaktayız, ki ders veren değiliz. Yanlışımız çoktur; kafanız karışmaktaysa bana sual etmeyin, gidin bir bilene danışın!!!

Abesle İştigal Etmeyiz,
Kâzım Mızrak

Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Peygamber Allah'a yüzünü döner mi hiç?!Allah'la birebir irtibat halinde olacak ve yüzünü ona dönecek?!Biz sevmesini bilmiyoruz.Yeterince idrak edemiyoruz.Ne Allah'ı ne de peygamberi.

@ Şehnaz

Allah razı olsun, inşallah bir gün sevmesini tam manası ile öğrenir idrak ederiz. Bakalım daha ne günler görücez; bize biçilen kaftan mıdır, yoksa aba mıdır göreceğiz...

Hala nefes alıyorsak öyle irade edilmiş olmasından kaynaklanır. Yani inaçsız olana hor gözle bakılmaz, zira o kimse bir imtahan ile tekamül sürecini yaşayandır.

İman ediyorum diyen çok kimse vardır ki, camiye giderken kiliseyi taşlar!!!

Ben böyle müslümanları Alalh'a havale ediyorum, ve zararlarından da Rabbim'e sığınırım; benim kudretim bu tarz insanlara yol göstermeye yetmez.

Allah güzellikle ıslah eylesin, diyorum.

Elhamdülillah.

Gülümse Kaderine,
Kâzım Mızrak

Bâd-ı Sabâ dedi ki...

.:.: Hususi Açıklama :.:.

Muhterem blog sakinleri, az yazdık çok anlayın.

Tartışmaya girmiyorum, yorumlarımıza cevap yazılırsa biz de okuruz inşallah.

Anlamayana davul zuna az, anlayana sivrisinek saz!

Bize Müsade...

hicanka dedi ki...

bu güzel paylaşım için teşekkür ediyorum