03 Aralık 2006

Çınaraltı Sohbetleri III - Suçluluk psikolojisi

Bu ayki Çınaraltı Sohbetleri’nin konusu Ladybird’ün seçimiyle Suçluluk Psikolojisi. Vakit darlığından 1,2 saatte ancak bu kadar yazabildim.Kusura bakmayın artık...

Aslında bir nevi beni anlatan ama çok şükür sinelerde olanı bilen kainatın sahibine inancım sayesinde kapılmadığım psikolojik bir buhran “suçluluk”

Maalesef 21.yy Türkiye’sinde halen yasaklar devam etmekte, kişi hak ve özgürlükleri engellenmektedir.Üstelik bu yasaklar ülkenin gerçek sahiplerine yani Müslümanlara yönelik olmakta ve yaşam alanları kısıtlanmaktadır.

Tüm bunlardan örtülü ve imam hatipli olarak bende fazlasıyla nasibimi aldım.ÖSS sınavında puanım kesilerek istediğim bölüme giremediğim gibi üniversite de başörtüsü takmam da engellendi.

Ne yazık ki saf ve bilgisiz zihinlere Müslümanlar potansiyel bir suçlu olarak gösterilmekte ve Müslümanım deyip dinini yaşamak isteyenler suçluluk psikolojisine sokulmaya çalışılmakta.Kısaca eğer dinini yaşamaya çalışıyorsan suçlusun!Bu hal insanların inançlarını, imanlarını zayıflatma gayesinden başka hiç bir şey değildir.Kalbimizde ki imanla bizleri yenemeyeceğini anlayan İslam düşmanları inancımızın yok olması, zedelenmesi için anbean çalışmakta.

Üzülerek söylüyorum ki çevremize baktığımızda mensup olduğu dini, İslam’ı bilmeyen bilse de uygulamayan nice insanlar görmemiz hiç te zor değil.Galiba kıyamet yaklaşıyor.Allah’ın adını bile anmamız ayıp hale geldi.

Gençlerin beyinleri olmadık süfli şeylerle dolduruluyor.Sanki hayat eğlenceden başka bir şey değilmiş gibi yansıtılıp körpe dimağların beyinleri kirletiliyor.Geçmişte çocuk haliyle cesurca savaşan gençlerimiz 3S (spor,sinema,seks) ile kandırılıyor,tuzağa düşürülüyor.Kültüründen geleneğinden ve dininden bihaber hale getiriliyor. Sonrada gelsin felaketler.İslam’dan uzaklaştırılan bir toplumda pek tabi hırsızlık,kapkaç, fuhuş,cinayet gibi adi suçların artması gayet normal hale gelir.Ecdadımızın zamanın da ihtiyaç sahipleri alsın diye cami duvarlarına bir miktar para bırakılırdı.Kullanan yerine tekrar koyardı parayı.Dükkanlar cuma vaktinde kilitlenmeden açık bırakılırdı.Günümüzde böyle bir şey düşünemiyorum bile.Artık hırsızlık aleni bir şekilde yapılıyor.Tabi Allah’ın kanunlarını bırakıp yerine beşer kanunlarını esas alırsanız olacağı bu.

Günümüzde yalnızca yalısıyla meşhur Osmanlı devrinde sadrazamlık(başbakanlık) makamına kadar yükselen Said Halim Paşa vatan kavramını şu şekilde açıklıyor. “Müslüman’ın vatanı, Şeriat’ın hâkim olduğu yerdir!” Osmanlı mirasını bıraktığı bugünkü torunlarının halini görse üzüntüden kahrolur heralde.

Sermayesinde Hind Müslümanlarının bağışları bulunduğu söylenen İş Bankasına bugün başörtülü biri başvuramıyor bile.Artık İş Bankası öyle bi hale gelmiş ki adaylardan boy fotoğrafı istiyor.

Ve ne yazık ki tüm bunlara dur diyecek bir ses yok.Halbuki bizlerin Şeyh Ahmet Yasin gibi,Said Nursi gibi ve adını sayamadığım diğer İslam büyüklerimiz gibi kendini İslam’a, davamıza adayanlara ihtiyacı var.Gerçek bir lidere ihtiyacımız var.

İnsanlar geçim ve gelecek kaygısına düşmüşler.Gidişatımız içler acısı.Ama Moğollar bile onca güçlerine ve gaddarlıklarına rağmen yeryüzünde 200 yıl kalabildiler.Müslüman Osmanlı 600 yıl boyunca varlığını sürdürdü ve halen daha izleri devam etmekte.İşte İslam’ın gücü.Sevgi, saygı, barış, huzur, hoşgörü dini.Allah’ın dini.Bir millet ancak onunla hayat bulup değer kazanabilir.Firavunlar her çağda varolmuştur.Ama baki kalan Allah’a teslimiyet ve O’nun için yaşamak.Adı için yaşamak…

Allah sonumuzu hayretsin…


Not:Diğer ayların konusunu seçmek isteyenler bana mail atsınlar...

5 yorum:

Ayşe dedi ki...

Ayın, geceye sabretmesi, onu apaydın eder. Gülün, dikene sabretmesi, güle güzel bir koku verir. Arslanın, sabredip pislik içinde beklemesi, onu deve yavrusu ile doyurur. Hz. Mevlana

İslam düşmanlarının anlamadığı nokta;müminler suçluluk duymazlar bikalis,cennetle muştulanacaklarını bilirler...

bujene dedi ki...

yazdıklarına sonuna kadar katılıyorum, okurken benim düşüncelerim bunlar dedim. evet ne yazık ki gençliğimiz, insanlığımız gittikçe dinden soğutuluyor. ben de üniversitede uzaklaştırma aldım başörtüsünden dolayı. dinimizi yaşamak suçmuş gibi kınandım, uzaklaştırıldım. oysa ki sadece ve sadece Allah'a (cc) inanıyoruz diye Allah (cc) için yaşıyoruz diye geldi başımıza tüm bunlar. ama neyse ki inancımız tam, bu çektiğimiz çileler, eziyetler eminim ki Allah (cc) katında mükafatlandırılacaktır. bu zulmü yapanlar düşünsünler artık kendilerini...

life dedi ki...

Ayşe,

Allah bizi salih kullarından eylesin vedoğru yolundan saptırmasın inş.Müminin kalbi her daim rahattır...

Bujenecim,

Başörtülü olmana çok sevindim.Üniversiteden uzaklaştırma almana da ziyadesiyle üzüldüm.Dediğin gibi inş çektiğimiz cefaların mükafatını ahirette alacağız.Hak yolunda durabilirsek inş esas zaferi kazanan bizler olacağız.

Ya Allah Bismillah...

Adsız dedi ki...

Çınaraltı sohbetleri suçluluk duygusu yazılarında sizi tanımış oldum. Yazınızı hasseten beğendiğimi ifade etmek isterim. Böyle yeteneklerin de bir zekatı olmalı. Onun için her fırsatta bu yeteneği kullanmak gerekiyor.Bu bağlamda sizi kendi bloguma davet ediyorum. Değerli görüşlerinizden istifade etmek isteriz.
Ayrıca ladybird'in açtığı "nur pınarı" sitesi de çok iyi düşünülmüş bir çalışma.Orada da yazılarınızı görmek isteriz.
Selam ve dualarımla.

Adsız dedi ki...

Şehnazcım,
annemin vefatı dolayısıyla bırakmış olduğunuz nazik mesaja teşekkür ederim sevgilerimle